Uzm. Dr. Sercan AYDIN- Akciğer Kanseri: Belirtiler, Risk Faktörleri Ve Tedavi Yöntemleri
04 Kasım 2022

 

ccccc.jpg

Akci̇ğer Kanseri̇

Akciğer kanseri; normal akciğer hücrelerinin mutasyon adı verilen değişim sonrası anormal hala gelmesi ve kontrolsüz çoğalması ile gelişir. Bu mutasyonlar normal yaşlanma sürecine bağlı olabileceği gibi sigara, asbest maruziyeti gibi dış etkenlerden de kaynaklanabilir. Akciğer kanseri dünya çapında kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni olup yaklaşık %20’ sini oluşturur. Ülkemizde erkeklerde görülme sıklığı yüz binde 75, kadınlarda ise yüz binde 10 olarak raporlanmıştır ve yıllık beklenen yeni hasta sayısı 30 bindir.

Risk faktörleri:

Akciğer kanseri gelişiminde en sık karşılaşılan etken sigaradır. Kullanım miktarı ve şekli, sigaraya başlama yaşı, kullanım süresi kanser riski üzerine etkili faktörlerdir. Sigara sadece kişi tarafından içildiğinde değil dolaylı olarak dumanına maruz kalındığında da akciğer kanseri riskini artırır. Bu duruma pasif içicilik adı verilir. Pasif içicilerde akciğer kanseri gelişme riski yaklaşık olarak %30 oranında artar. Tüm akciğer kanseri olgularının ise %15’ i sigara içmeyenlerden oluşur. Sigaranın bırakılması durumunda akciğer kanseri gelişme ihtimali günden güne azalmaktadır.

Diğer risk faktörleri ise ailede akciğer kanseri öyküsü olması, hava kirliliği, arsenik, skar ile (yara) ile iyileşmiş akciğer hastalıkları, radon gazı maruziyeti ve özellikle ülkemizde önemli olabilecek asbest maruziyetidir. Asbest ülkemizde bazı bölgelerde doğal toprak yapısında bulunur. Ak toprak olarak bilinen ve asbest içeren toprak çeşidi yine bu bölgelerde ev yalıtımında kullanılır. Bu sebeple ülkemizde bu bölgelerde asbeste bağlı mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) ve akciğer kanseri görülme sıklığı artmıştır. Asbest, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ise gemi, izolasyon ve otomotiv sanayisinde kullanımı sebebiyle kanser gelişimi üzerine etkili olmaktadır.

Belirtileri:

Akciğer kanseri genellikle erken evrede belirti vermez. Ya da kanser belirtisi olabilecek şikayetler hasta tarafından önemsenmez. Örneğin sigara içen bir birey öksürüğünü sigaraya bağlayıp yıllarca hekime başvurmayabilir. Bu sebeple şikayetler arttığında hastanın ileri evrede olması olası bir durumdur. Hastalığın belirti vermediği erken evrede yakalanması durumu genellikle rastlantısal olarak başka bir sebeple yapılan akciğer görüntülemeleri ile mümkün olmaktadır. Akciğer kanserinin göğüs kafesine sınırlı belirtileri öksürük, göğüs ağrısı, renkli ya da kanlı balgam, nefes darlığı, ses kısıklığı, göz kapağında düşme, tekrarlayan zatürre atağı, anormal solunum sesi, yutma güçlüğü olarak sıralanabilir. Akciğer kanseri vücutta karşı akciğer, lenf bezleri, karaciğer, beyin, kemik, böbrek üstü bezi gibi farklı organlara yayılım yapabilir. Bu durumda yayıldığı organa özgü belirtiler verir. Bu belirtiler halsizlik, yorgunluk, kilo kaybı, baş ağrısı, kusma, kemik ve eklem ağrıları, hafıza kaybı gibi çok çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir.

Akciğer kanseri tanısı:

Yukarıda sıralanan belirtiler ile ya da rastlantısal olarak saptanan kitle ile hekime başvuran hastada risk faktörleri sorgulanır. Muayene ardından akciğer grafisi çekilir. Akciğer grafisi kanser açısından işaretler içeriyorsa hasta tomografi ile değerlendirilir. Tomografide kitlenin yerleşimine göre nasıl biyopsi yapılacağına (kitleden örnek alma) karar verilir. Bazı yerleşimdeki tümörler göğüs duvarının dışından iğne ile, bazı yerleşimdekiler bronkoskopi olarak adlandırılan işlem ile, bazıları kitlenin oluşturduğu sıvının yine göğüs duvarından alınıp incelenmesi ile bazıları ise ameliyat ile örneklenir. Nasıl örnekleneceğine kitlenin özelliklerine göre hekim karar verir. Bu örnekler patoloji laboratuvarında incelenir ve hastanın akciğer kanseri çeşidi ortaya konur. Bazen daha önce yapılması gerekse de sıradaki işlem evrelemedir. Hastalığın evresinin bilinmesi nasıl bir tedavi uygulanacağının belirlenmesinde önemlidir. Bu amaçla hekim hastayı manyetik rezonans görüntüleme (MR) ya da pozitron emisyon tomografisi (PET-BT) ile değerlendirebilir.

Tedavi:

Akciğer kanseri tedavisi hastalığın evresine göre oldukça farklılık gösterir. Uygulanabilecek tedavi çeşitleri cerrahi tedavi, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedaviler ya da bunlardan birkaçının birlikte kullanılması olarak sıralanabilir. Hangisinin kullanılacağı hekim ya da hekimler tarafından hastanın evresi ya da çeşitli faktörleri göz önünde bulundurularak karar verilmesi gereken oldukça detaylı bir konudur. Genel olarak erken evre akciğer kanserinde kabul gören tedavi metodu cerrahidir. Akciğer kanserindeki deneyimin artması, cerrahi tekniklerin ve ilaç tedavilerinin gelişmesi, yeni gelişen hedefe yönelik tedavilerin kullanıma girmesi ile akciğer kanseri tedavisinde yüz güldürücü sonuçlara ulaşılmaktadır.

Akciğer kanserinden uzak kalmanın en kolay yolu ise korunmaktır. Bilinen en net ve en sık etken sigara iken akciğer kanserinden korunmak için sigaraya hiç başlamamak ya da sigarayı bırakmak oldukça mantıklı ve tercih edilebilir bir çözümdür.