Doç. Dr. Selçuk ERKILINÇ- En Çok Önlenebilir Kanser: Rahim Ağzı Kanseri
11 Ocak 2023

 1A.jpg                                                                                                                                                                                                
En Çok Önlenebilir Kanser:  Rahim Ağzı Kanseri

Rahim ağzı rahimin vajinaya açılan küçük bir kısmıdır.  Rahimin dışarıdan gelebilecek etkenlere karşı en duyarlı olan kısmıdır. Rahim ağzı dokusunda doğuştan başlayıp menapoz dönemine kadar sürekli değişim gösteren transformasyon zonu ismi verilen kısım ise rahim ağzında gelişebilecek hastalıkların esas noktasıdır. Rahim ağzı kanseri dünyada en çok önlenebilecek kanser olarak bilinmektedir çünkü bu organda gelişebilecek kanserlerin neredeyse tamamı bir virüs enfeksiyonu nedeniyle gerçekleşir.  Dünyada kadınlarda görülen kanserler arasında 4. sıklıkta gelişir.  Gelişmekte olan ülkelerde ise daha sık gözlenir. Rahim ağzı kanseri için  yapılabilecek en önemli müdahale hastalık gelişmeden önlemektir.  Hastalık gelişse bile erken aşamada tanı ve tedavisinin yapılmasıdır. Erken evrede saptanabilirse 5 yıllık sağkalım oranı % 96 kadar yüksektir. Geçtiğimiz 40 yılda hastalığın sıklığında önemli azalma gözlenmiştir. Bunun nedenleri arasında artmış genital hijyen, tarama hizmetlerinin yaygınlaşıp kanser gelişmeden müdahale edilmesi, kondom kullanımı sayılabilir. Rahim ağzı kanseri gelişmesi için HPV enfeksiyonu olmazsa olmaz olarak kabul edilir. Aslında HPV enfeksiyon sıklığı rahim ağzı kanser sıklığından fazladır yani HPV enfeksiyonuna yakalanmak demek kanser gelişeceği anlamına gelmez.  Kanser gelişmesi için HPV enfeksiyonunun yanında sigara kullanımı, doğum sayısının fazla olması, birden fazla cinsel partner bulunması, diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların varlığı, HIV enfeksiyonu (AIDS) gibi faktörler kolaylaştırıcı faktörlerin varlığı gereklidir.  HPV virüsü rahim ağzı kanseri etkeni olarak kabul edilse de HPV enfeksiyonu ile karşılaşan kadınların çoğunda bu enfeksiyon kendiliğinden çoğunlukla iyileşir.  Kadınların % 70’inde 1 yıl içerisinde % 90’ında 2 yıl içerisinde bu enfeksiyon vücudun savunma sistemi aracılığıyla vücuttan atılır.  % 10 kadında ise bu enfeksiyon vücutta kalıcı hale gelir ve kanser gelişmesi için esas riskli olan grup bu gruptur. Taramanın önemi bu noktada ortaya çıkar. Eğer kadınlar bu hastalık varlığı için tarama programına dahil olmazsa kansere ilerleyen süreç işler ve sonunda kanser gelişir.

Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır ve önlenmesi için etkili stratejiler gereklidir

 Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır ve önlenmesi için etkili stratejiler gereklidir. Önleme stratejileri 3’e ayrılır; birincil, ikincil ve üçüncül stratejiler. Birincil strateji hastalığa karşı bağışıklık oluşturulması yani aşıdır. Rahim ağzı kanserinin önlenmesi için aşılar bulunmaktadır.  Bu aşılar hastalığın ana etkeni olan HPV enfeksiyonunu önlemeye yöneliktir.  HPV virüsü 200’den fazla tipi bulunan bir virüstür ancak rahim ağzı kanserinin %70 etkeni HPV 16 ve 18 tipleridir.  Piyasada satılan üç aşı bulunmaktadır ve aşıların hepsi HPV 16 ve 18 tiplerine karşı bağışıklık sağlar. Dünyada piyasada bulunan ikili, dörtlü ve dokuzlu aşıdan Türkiye’de  sadece dörtlü aşı bulunabilmektedir, dokuzlu aşının ise yakın zamanda Türkiye’de piyasada bulunabileceği beklenmektedir.  Öncelikli olarak 9 ile 14  yaş arasındaki tüm kız çocuklarının aşılanması gerekmektedir. Dünyada 100’den fazla ülkede HPV aşısı ulusal aşı programında bulunmaktadır. Bazı ülkeler kız ve erkek tüm çocukların aşılanmasını sağlamaktadır. Erkeklerde önemli bir hastalık yapmasa da HPV’ye karşı korunma sağlanması HPV enfeksiyonunun kadınlara bulaşmasını azaltabilir.  Aşı için ideal yaş 9-14 yaş arasıdır, eğer bu yaş aralığında yapılmamışsa 26 yaşa kadar aşının yapılması uygundur. 2018 yılında bu aşının uygulanması 45 yaşına kadar onay aldı. 9-14 yaş arasında iki doz, 14 yaş üzerinde ise 3 doz şeklinde yapılmalıdır. HPV enfeksiyonu ile karşılaşmamış kadınlarda aşılama en yüksek korumayı sağlasa da HPV enfeksiyonu ile karşılaşılsa bile aşılama ile rahim ağzında kanser öncüsü lezyonların gelişmesi önlenebilir.  Piyasadaki dörtlü aşı ile bir ya da iki doz aşılanma sonrası dokuzlu aşı ulaşılabilir olursa ikinci ya da üçüncü dozun dokuzlu aşı ile yapılmasında sakınca yoktur. Bu nedenle dokuzlu aşıyı beklemeden aşı olunmasının herhangi bir sakıncası yoktur. Dokuzlu aşıda beklendiği şekilde daha çok HPV enfeksiyonuna karşı korunma sağlanabilir ancak en önemli nokta yüksek riskli olan HPV 16 ve 18 tiplerine karşı korunmanın sağlanmasıdır ki bu dörtlü aşı ile mümkündür.

Rahim ağzı kanserinin önlenmesinde ikincil strateji taramadır. 20-29 yaş arası kadınlar 3 yılda bir smear testi ile taranmalıdır. 30-65 yaş arası  kadınlar ise HPV ve smear testi ile taranmalıdır. HPV testi negatif saptanırsa 5 yılda bir taramaya devam edilmesi yeterlidir.  HPV testinin rahim ağzındaki kanser öncüsü lezyonları saptama gücü %96 kadar yüksektir, smear testinde ise bu oran %78’dir. Hastalığı saptama oranı yüksek olduğu için 30 yaşından başlamak üzere tüm kadınlar HPV testi ile taranmalıdır. 30 yaş öncesinde HPV enfeksiyon sıklığı daha fazladır ancak bu yaş grubunda HPV’nin rahim ağzında kanser ya da kanser öncüsü lezyonları yapma sıklığı oldukça düşüktür. Aynı zamanda bu yaş grubunda HPV enfeksiyonun iyileşme sıklığı da fazladır. Bu nedenle 30 yaş altında HPV testinin yapılması önerilmez ancak 20 yaşından başlamak üzere smear testi 3 yılda bir yapılmalıdır.  Taramada anormal bir bulgu çıktığında bu hastalar jinekolojik onkoloji cerrahisi uzmanlarına yönlendirilir. Hastaların çoğu onkoloji kelimesini duyduğunda kendilerinin kanser olduğunu düşünerek çok üzülürler.  Jinekolojik onkoloji polikliniğinde gördüğümüz HPV testi pozitif çıkan ya da smear testi bozuk çıkan hastaların çoğu aşırı kaygı duyarlar. Bu kaygıların çoğu yersizdir çünkü hastalarda kanser şüphesi olduğu için değil, kolposkopi denilen detaylı bir inceleme için jinekolojik onkoloji doktoruna yönlendirilirler. Kolpos; Latincede vajina skopi; gözlemek demektir; kolposkopi ise vajinanın gözlenmesi demektir. Kolposkopi bir tür mikroskoptur ve rahim ağzının büyütülerek incelenebilmesini sağlar. Kolposkopi işleminin kendisi ağrılı bir işlem değildir ve poliklinik şartlarında yapılabilir. Kolposkopi işlemi sırasında jinekolojik onkoloji uzmanı rahim ağzından parça alınmasına gerek duyabilir. Rahim ağzında ağrıya duyarlı sinir lifleri bulunmadığı için biyopsi işlemi de ağrılı değildir. İşlem esnasında hafif bir gerilme hissi duyulabilir. Alınan biyopsiler patoloji hekimleri tarafından değerlendirilir ve sonuç olarak kanser öncüsü ya da kanser varlığı saptanırsa uygun şekilde tedavi edilir. Kolposkopi yapılan kadınların çok az bir kısmında kanser öncüsü önemli lezyonlar ya da kanser saptanır. Önemli bir hastalık saptanmazsa hastalar takibe alınır ve takipte HPV enfeksiyonunun vücuttan atılıp atılmadığı HPV testi ile kontrol edilir. 

Üçüncül strateji ise kanser gelişmesi durumunda tedavisinin yapıldığı ulaşılabilir merkezler olmalıdır. Rahim ağzı kanseri gelişirse tedavisi hastalığın evresine göre yapılır. Erken evrelerde ameliyat ile tedavi edilebilirken ileri evrelerde genellikle ameliyat mümkün değildir. İleri evrelerde ışın ve ilaç tedavisi (kemoterapi) verilmektedir. Rahim ağzı kanseri için yapılan ameliyatın adı radikal histerektomi ameliyatıdır. Radikal histerektomi  rahimin etrafındaki dokular ile birlikte çıkarıldığı özellikli ve detaylı bir ameliyattır.  Rahim ağzının etrafında yerleşimli bulunan idrar borularından, idrar kesesinden  ve kalın bağırsaklardan rahim ağzına ait yapılar ayrılarak çıkarılır. Çıkarılan bütün dokular patoloji hekimi tarafından değerlendirilerek hastalığın evresi belirlenir. Ameliyat sonrası bazı hastalarda ameliyata ek olarak ışın ve kemoterapi gerekebilir. Tüm tedaviler tamamlandıktan sonra hastalar belirli aralıklarla hastalığın tekrar etme ihtimali düşünülerek takip edilir. Rahim ağzı kanseri için uygulanan radikal histerektomi operasyonu  kliniğimizde yapılmaktadır.  Aynı zamanda rahim ağzı kanserinin taramasında kullanılan HPV testi kliniğimizde yapılmaktadır.

Avustralya aşılama ve tarama programı ile 2030 yılında rahim ağzı kanserinin tamamen yok etmeyi planlanmaktadır. Ülkemizde de HPV taraması KETEM’lerde ücretsiz olarak yapılmaktadır. HPV aşısı ne yazık ki rutin aşılama programında değildir.  HPV aşısının rutin aşılama programına girmesini temenni etmekteyiz. 30 yaş sonrası kadınlar lütfen HPV taraması için KETEM’e başvurunuz. HPV enfeksiyonunun  sigara içen kadınlarda vücuttan temizlenmesi daha zor olmaktadır  bu nedenle sigarayı  MUTLAKA bırakınız. Sağlıklı günler dilerim