Şeker Hastaliği (Diyabetes Mellitus)
Toplumda "Şeker Hastalığı” olarak bilinen Diyabetes Mellitus olarak adlandırdığımız hastalık esas olarak kan şekeri yüksekliği ile seyreden ve uzun süreli, çoğu zaman hayat boyu tedavi gerektiren bir hastalıktır.
Şeker Hastalığına yol açan nedenler:
Diyabet genetik yatkınlık zemininde pek çok çevresel faktör katkısı ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Ailede diyabet hastalığı olması, geçirilen enfeksiyonlar, fiziksel ya da psikolojik travma gibi stresler ve şişmanlık bu etkenler içinde sayılabilir.
Şeker Hastalığı nasıl oluşur? Hangi şikayetlere yol açar?
Neden ne olursa olsun, diyabet hastalığının sebebi vücutta pankreas adı verilen karın içi organda üretilen ve kan şekerinin kontrolünü sağlayan insülin adı verilen hormonun kısmi ya da tam eksikliğidir. İnsülinin eksikliği bazı durumlarda geçici iken, çocukluk yaş grubunda genellikle kalıcı olarak karşımıza çıkar. İnsülin sadece kan şekerinin dengesi için değil aynı zamanda vücutta enerji kaynağı olan yağ ve yapı taşı olan proteinlerin işlenmesi için de gereklidir. Diyabet hastalarında kan şekeri yüksekliğine bağlı ağız kuruluğu, çok su içme, çok idrara çıkma, gece idrara çıkma, çocuklarda altını ıslatma ile birlikte enerji ve protein eksikliğine bağlı yemeye rağmen kilo kaybı gibi şikayetler görülür. Bu şikayetleri olan kişilerin en kısa sürede kan şekeri ölçümü için bir sağlık kuruluşuna başvurması gereklidir.
Şeker Hastalığı tanısı nasıl konulur?
1- Açlık (en az 8 saatlik) kan şekerinin 126 mg/dl ve üzerinde olması,
2- Tokluk (yemekten 2 saat sonra) kan şekerinin 200 mg/dl ve üzerinde olması,
3- Herhangi bir zamanda bakılan kan şekerinin 200 mg/dl ve üzerinde olması ile birlikte yukarıda sayılan şikayetlerin olması ve
4- HbA1c değerinin (son 3 aylık kan şekeri ortalamasını gösterir) %6,5 ve üzerinde olması durumlarının birinin tespit edilmesi ile Şeker Hastalığı tanısı konur.
Şeker Hastalığı tedavisi
Günümüzde artan hazır gıda tüketimi, sağlıksız beslenme yönelimi ve ekran başında geçirilen sürenin artışı ile birlikte hareketsiz yaşam sonucunda karşımıza çıkan obezite nedeniyle diyabet görülme sıklığı önceki yıllara göre giderek artmaktadır. Obezite ile vücutta artan yağlar, insülin hormonunun etkisini azaltmakla birlikte zaman içerisinde insülin salgılayan pankreasa zarar vererek insülinin tamamen salgılanmamasına da yol açabilmektedirler. Bu nedenle obeziteye neden olan sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşamdan uzak durmak diyabet oluşumuna engel olmak için gereklidir.
Çocuklarda görülen diyabetin büyük kısmı genetik nedenlere bağlı olup tam insülin eksikliği ile karşımıza çıktığı için hayat boyu insülin ile tedavi edilirken yetişkinlerde tespit edilen diyabet hastalığının büyük kısmı ağızdan alınan ve insülin salgılanması ve etkisini arttıran ilaçlar ile tedavi edilebilir.
Ancak günümüzde obezitenin her yaş grubunda artması ile birlikte özellikle ergenlik dönemindeki obez çocuklarda da insülinin etkisini arttıran ilaçlar diyabet tedavisinde kullanılmakla birlikte erişkinlerde de tamamen insülin kullanımı gerektiren tipte diyabet hastalığı görülebilmektedir.
Diyabet hastalığı uzun süreli, çoğunlukla ömür boyu tedavi gerektiren bir hastalıktır. Diyabetin vücudumuzda pek çok organı ilgilendiren bir hastalık olması, zamanında tanı ve düzenli bir tedavi ile daha sağlıklı yaşamın mümkün olması nedeniyle; bu hastalığı erken tanımak önemlidir.
14 Kasım Dünya Diyabetliler Günü
1921 yılında insülinin keşfedilmesine kadar ölümcül bir hastalık olan diyabet bu tarihten sonra tedavi edilebilir bir hastalık olmuştur. Bu nedenle insülini keşfederek pekçok hayatın kurtarılmasına vesile olan Dr. Frederick Grant Banting’in doğum günü olan 14 Kasım, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1991 yılından itibaren “Diyabet Günü” olarak ilan edilmiştir.