BUCA TRSM ATLI SPOR KULÜBÜ’NDE
14 Ekim 2019

  • DSC_6070.JPG
  • DSC_6080.JPG
  • DSC_6088.JPG
  • DSC_6102.JPG
  • DSC_6121.JPG
  • DSC_6134.JPG
  • DSC_6146.JPG
  • DSC_6184.JPG
  • DSC_6200.JPG
  • DSC_6265.JPG
  • DSC_6289.JPG
  • DSC_6310.JPG
  • DSC_6324.JPG
  • DSC_6343.JPG


Sağlık Bakanlığı İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’ne bağlı   Buca Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hastaları, çalışanları ve hastane İdarecileri, Buca Kaymakamı Faik Arıcan' ın da  katılımıyla İzmir Atlı Spor Kulübünde hem Dünya Ruh Sağlığı Gününe dikkat çektiler, hem de psikiyatrik rehabilitasyona atların katkısı amacıyla hazırlanan  projeyi hayata geçirdiler.

Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi ve İzmir Atlı Spor Kulübü tarafından psikiyatrik rehabilitasyona atların katkısı amacıyla bir proje oluşturuldu. Bu projenin ilk adımı  kapsamında Buca Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hastaları Dünya Ruh Sağlığı Günün’nde İzmir Atlı Spor Kulübü'ndeydi.

Kulüp yöneticileri tarafından karşılanan Buca TRSM hastalarına Atlı Spor Kulübü'nün etkinlikleri anlatıldı, ikramlarda bulunuldu. İlk kez bu ortamda bulunan hastalar,  eğitmenlerin eşliğinde atlarla yakın temas kurma şansı yakaladılar. Atların beslenmesi, yıkanması gibi bakımlarıyla ilgili konularda bilgi aldılar ve bu işemleri yakından gördüler.

TRSM hastaları kurumda yaptıkları hediyelik ürünleri kulüp çalışanlarına takdim ettiler. Müzik öğretmeni eşliğinde  şarkılar söylediler. Resim öğretmeni ile de beraber boyamış oldukları "toplum temelli ruh sağlığına geçişin" simgelerinden olan ''Mavi At'' heykelciğini  İzmir Atlı Spor Kulubü'ne hediye ettiler.

            Mavi At’ın Öyküsü

Yetmişli yılların başında İtalya’da büyük akıl hastanelerinin kapatılmasını ve toplum içinde tedavi anlayışını amaçlayan bir hareket başlatılmıştı. 1971’de Trieste’deki akıl hastanesinde 1200 hasta “yatıyor”du. İtalyan sağlık sisteminde o dönemde gerçekleştirilen reformla birlikte, ruh sağlığı bütçesinin % 94’ü toplum odaklı merkezlerin kurulmasına, sağlık ve sosyal hizmetlerin entegre edilmesine ayrıldı. Bu dönüşümün sonrasında, hastaların iş edinme oranlarında artış, işlevselliklerinde yükselme ve suça karışma oranlarında azalma gözlendi.

1974 yılına gelindiğinde ise, hastanenin kilitli kapıları açıldı ve hastaların diledikleri zaman dışarı çıkmalarına fırsat verildi. Hastane yıkıldı ve hastane çalışanları ile halk ele ele vererek iki buçuk metre yüksekliğinde, ahşaptan mavi bir at yaparak hastanenin girişine yerleştirdiler.

Geçmişte hastane faaliyetteyken hastane çalışanlarından başka hiç kimsenin dışarı çıkma hakkı olmadığı kurumdan çıkmasına izin verilen tek canlı çamaşırhaneden kirli çamaşırları dışarı götüren bir attı. Köklü değişiklikle birlikte bu at bir bakıma özgürlüğün ve toplumdan kopmamanın bir sembolü haline geliyordu. 1980 yılında Dünya Sağlık Örgütü Trieste deneyimini şu sözcüklerle değerlendirmişti: “Ruh sağlığı merkezlerinin, grup evlerinin ve destekleyici toplum sisteminin sağlanması, akıl hastanesindeki yatak sayısındaki düşüşle eş zamanlı olmuştur.